Anasayfa
Ölmeden önce her erkek baba olmalı
Haluk Bilginer'den 'berber koltuğu'nda özel açıklamalar
24 Nisan 2010 Cumartesi, 10:35:36
Son gelişinde Haluk Bilginer’in saçlarını kısacık kestim, röportaj yapmaya giderken aklımda soruların yanında kısa saçları da vardı. İlk sorum “Nasıl kısa saçlarınızdan memnun musunuz” oldu. Yanıtı: “Muhteşem oldu. Gören herkes bayılıyor. Biliyorsun ben İzmirli’yim. Geçenlerde İzmir’de turnedeydim. Ailem, müzikaldeki arkadaşlarım hepsi bayıldı saçıma. Ben de çok beğendim. Yıkıyorum, elimle kurutup çıkıyorum” oldu.
*** Babanız sigortacıydı değil mi? Sizi baba mesleğini yapmanız için zorlamadı mı?
Benim değil, abimin sigortacı olmasını istedi. Nitekim abim sigorta eksperi oldu. Ben ailenin kara koyunuyum. Aslında babam da gençliğinde oyunculuk yapmak istiyormuş. Rahmetli “Haluk benim yapmak isteyip de yapamadığım şeyi yapıyor” derdi.
*** Babanızın hayalini siz gerçekleştirdiniz...
Evet. Babam zamanında Darülbedayi’nin sınavına girmiş. Kazanmış ama genç yaşta babasını kaybettiği için annesine ve kız kardeşine bakmak zorundaymış. Sigortacı olmuş.
*** Siz okullu oyunculardansınız...
İlk, orta ve liseyi İzmir’de okudum. Liseyi bitirdikten sonra İzmir Devlet Tiaytrosu’nda konuk oyuncu oldum. Sonra, beş yıl Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde okudum. Konservatuvardayken yurtdışında oyunculuk adına neler yapılıyor diye hep merak ederdim. Rahmetli babam “Sen bu işte çok isteklisin, ceketimi satar seni yine de dışarıya yollarım” dedi. Sağolsun, onun bursuyla gittim 1977’nin yazında İngiltere’ye. Londra Müzik ve Drama Akademisi’nde oyunculuk eğitimi aldım.
*** Yurtdışında da Türkiye’de de birçok dizide oynadınız. Oynadığınız diziler arasında Indiana Jones da var değil mi?
Evet. Dizinin burada çekilen bölümlerinde oynayan Türk oyunculardan biri de bendim. İsmet İnönü’yü canlandırdım.
*** Oyun Atölyesi macerası ne zaman başladı?
Oyun Atölyesi’ni on yıl önce kurduk.
*** Kurucuları arasında kimler var?
Ben, eski eşim Zuhal Olcay ve Kemal Aydoğan. On yıl çalıştıktan sonra yollarımızı ayırdık.
*** Sizce Haluk Bilginer’in tanınmasını sağlayan ilk iş hangisiydi?
Türkiye’deki ilk işim rahmetli Okan Uysaler’in yönettiği TRT’de yayınlanan Gecenin Öteki Yüzü oldu. Sonra Ziya Öztan’ın yönettiği Ateşten Günler dizisinde oynadım. 1987-89 yılları arasında Londra’da East Enders adlı dizide oynadım, Mehmet Osman diye bir karakteri canlandırıyordum. Çok popüler bir diziydi. Hatta ayrıldığım zaman prodüktörüm bana çok cesur olduğumu söyledi. Ben de ona cesur değil, aktör olduğumu ve başka şeyler oynamak istediğimi söyledim. İyi ki de ayrılmışım. Benim için çok uzun süre bir rolü oynamak kâbus demektir.
*** Sizi en çok etkileyen filminiz hangisiydi?
Hepsi çok keyifliydi. Mesela Masumiyet, gerçekten çok güzel bir filmdir. Herkes gibi benim kariyerimde de bazı trafik kazaları oldu tabii. Karagöz Hacivat ve Polis de çok severek yer aldığım işler.
*** Beğendiğiniz oyuncular kimler?
Türkiye’de çok iyi oyuncular var. Sayıları az ama çok iyiler. Şöyle bir örnek vereyim; İngiltere’deyken aktörler sendikasına üye oyuncu sayısı 20 bindi. Biz de ise oyuncu sayısı 1500’ü geçmez. Bir ülkede siyaset sanattan daha çok konuşuluyorsa, bu ülkenin gelişmemiş olduğunun kanıtıdır.
"FATİH AKSOY TANIDIĞIM EN İYİ YAPIMCILARDAN BİRİ"
*** Biraz da yeni projeniz Cuma’ya Kalsa’dan bahsedelim.
Yabancı dizi According to Jim’in adaptasyonu. Çok da güzel oldu bence.
*** Fatih Aksoy nasıl bir yapımcı?
Şahane. Fatih yönetmen olarak değil yapımcı olarak anılır ama çok da iyi bir yönetmendir.
"ANI KOLEKSİYONU YAPIYORUM"
*** Koleksiyonunuz var mı?
Anı koleksiyonu yaparım. Derler ki ressamın resmi, sinemacının filmi, müzisyenin şarkısı durur, tiyatrodan geriye hiçbir şey kalmaz. Oysa tiyatronun çok önemli ve başka yerlerde yakalayamayacağımız bir özelliği var, tiyatro anı yaratır.
"BABA OLMAK MUHTEŞEM BİR DUYGU"
*** Kızınıza zaman ayırabiliyor musunuz?
Mümkün olduğu kadar çok. Bu işlerden vakit bulduğum zaman en sevdiğim şey çocuğumla ilgilenmek.
*** Kızınızın ismini kim koydu?
Hastanedeki hemşire. Çok zor bir hamilelik dönemi geçirdik. Aşkın son dört ay kıpırdamadan yattı. Her hafta hastaneye taşınıyorduk. “Ne nazlı bebekmiş bu” dedi hemşire. Duyunca “Ne güzel bir isim” dedik.
*** Baba olmak nasıl bir duygu?
Muhteşem. Ölmeden önce yapılacak şeylerin başında geliyor.
"ROLÜMÜN FETHULLAH GÜLEN'LE ALAKASI YOK"
*** New York’ta Beş Minare’de Fethullah Hoca’yı oynadığınız söyleniyor.
Her kafasında beyaz takke olan adamı Fethullah Gülen sanırsak böyle düşünülür tabii. Rolümün Fethullah Gülen’le alakası yok. 37 yıldır Amerika’da yaşayan, bir Hıristiyanla evli, kızları da Hıristiyan olan kendi halinde bir Müslümanı canlandırıyorum.
*** Bir reklam filminde ******’ü canlandırmıştınız, çok konuşulmuştu.
******’ü canlandırmak herhangi birini canlandırmaktan farklı bir duygu değil. Zira ******’ü canlandırdım diye kendini ****** sanırsan ruh hastası olursun. Ben iki sene önce sahnede Jeanne d’Ark’ın Öteki Ölümü oyununda Tanrı’yı da oynadım. O rolün etkisi altında kalsaydım vay halime. Aktörün bir rolün etkisi altında kalması palavrasına kimse inanmasın. Bunu söyleyenlerin hepsi yalan söylüyor. Yalan söylemeyenler de ruh hastasıdır. Üçüncü şıkkı yok. Hemen hastaneye kaldırılmaları gerekir.
*** Kurtlar Vadisi’nde oynayan adamın yürüyüşü değişiyor.
Ben kimin ne yaptığını bilemem ama “Rolümden çok etkileniyorum abi” diye konuşmaya başlayanlara inanmayın. Oyuculuk beceri işidir, “Rolümün etkisi altında kaldım” demek, beceremediği şeyi efsaneleştirmeye çalışmaktan başka bir şey değil. Sen bir işi beceriyorsan beceriyorsundur, efsane yaratmaya kalkma, otur oturduğun yerde işini yap.
*** En çok hangi yabancı oyuncuları beğeniyorsunuz, örnek aldığınız isimler var mı?
Birçok oyuncuyu beğeniyorum. Ama bu işe herkesin biricik olduğunu düşünerek başladım, bu yüzden kimseyi örnek almıyorum. Dünyada bir tane daha Haluk ya da Şükrü yok, tekiz.
*** Haluk Bilginer kime güler?
Komik olan her şeye. Fakat gülünç olana değil. Kızıma çok gülüyorum son zamanlarda.
"ŞARKI SÖYLEMEYİ SEVİYORUM"
*** Önümüzdeki günlerde gündeme gelecek projeleriniz neler?
New York’ta Beş Minare filmi var. Shakespeare müzikali devam ediyor. Dizi başlıyor. Bir insanın yapabileceği kadar çok şey var elimde.
*** Sesiniz çok güzel. Şarkıcılık yapmayı düşünüyor musunuz?
Şarkı söylemeyi severim ama profesyonel şarkıcılığı mesleği müzik olanlara bırakmayı tercih ederim. Ben sadece oyunlarda, müzikallerde şarkı söylüyorum. Hayatta söylemeyi sevdiğim bir laf var: Başka hiçbir şey bilmiyor olabilirim ama haddimi çok iyi bilirim.
*** Müzisyen olarak kimleri dinlersiniz?
Herkesi dinlerim. Klasik, rock, pop, arabesk, Türk müziği hepsini dinlerim ve hepsinden alacağım ayrı bir keyif vardır.
HaberTürk / Magazin
Haluk Bilginer'den 'berber koltuğu'nda özel açıklamalar
24 Nisan 2010 Cumartesi, 10:35:36
Son gelişinde Haluk Bilginer’in saçlarını kısacık kestim, röportaj yapmaya giderken aklımda soruların yanında kısa saçları da vardı. İlk sorum “Nasıl kısa saçlarınızdan memnun musunuz” oldu. Yanıtı: “Muhteşem oldu. Gören herkes bayılıyor. Biliyorsun ben İzmirli’yim. Geçenlerde İzmir’de turnedeydim. Ailem, müzikaldeki arkadaşlarım hepsi bayıldı saçıma. Ben de çok beğendim. Yıkıyorum, elimle kurutup çıkıyorum” oldu.
*** Babanız sigortacıydı değil mi? Sizi baba mesleğini yapmanız için zorlamadı mı?
Benim değil, abimin sigortacı olmasını istedi. Nitekim abim sigorta eksperi oldu. Ben ailenin kara koyunuyum. Aslında babam da gençliğinde oyunculuk yapmak istiyormuş. Rahmetli “Haluk benim yapmak isteyip de yapamadığım şeyi yapıyor” derdi.
*** Babanızın hayalini siz gerçekleştirdiniz...
Evet. Babam zamanında Darülbedayi’nin sınavına girmiş. Kazanmış ama genç yaşta babasını kaybettiği için annesine ve kız kardeşine bakmak zorundaymış. Sigortacı olmuş.
*** Siz okullu oyunculardansınız...
İlk, orta ve liseyi İzmir’de okudum. Liseyi bitirdikten sonra İzmir Devlet Tiaytrosu’nda konuk oyuncu oldum. Sonra, beş yıl Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde okudum. Konservatuvardayken yurtdışında oyunculuk adına neler yapılıyor diye hep merak ederdim. Rahmetli babam “Sen bu işte çok isteklisin, ceketimi satar seni yine de dışarıya yollarım” dedi. Sağolsun, onun bursuyla gittim 1977’nin yazında İngiltere’ye. Londra Müzik ve Drama Akademisi’nde oyunculuk eğitimi aldım.
*** Yurtdışında da Türkiye’de de birçok dizide oynadınız. Oynadığınız diziler arasında Indiana Jones da var değil mi?
Evet. Dizinin burada çekilen bölümlerinde oynayan Türk oyunculardan biri de bendim. İsmet İnönü’yü canlandırdım.
*** Oyun Atölyesi macerası ne zaman başladı?
Oyun Atölyesi’ni on yıl önce kurduk.
*** Kurucuları arasında kimler var?
Ben, eski eşim Zuhal Olcay ve Kemal Aydoğan. On yıl çalıştıktan sonra yollarımızı ayırdık.
*** Sizce Haluk Bilginer’in tanınmasını sağlayan ilk iş hangisiydi?
Türkiye’deki ilk işim rahmetli Okan Uysaler’in yönettiği TRT’de yayınlanan Gecenin Öteki Yüzü oldu. Sonra Ziya Öztan’ın yönettiği Ateşten Günler dizisinde oynadım. 1987-89 yılları arasında Londra’da East Enders adlı dizide oynadım, Mehmet Osman diye bir karakteri canlandırıyordum. Çok popüler bir diziydi. Hatta ayrıldığım zaman prodüktörüm bana çok cesur olduğumu söyledi. Ben de ona cesur değil, aktör olduğumu ve başka şeyler oynamak istediğimi söyledim. İyi ki de ayrılmışım. Benim için çok uzun süre bir rolü oynamak kâbus demektir.
*** Sizi en çok etkileyen filminiz hangisiydi?
Hepsi çok keyifliydi. Mesela Masumiyet, gerçekten çok güzel bir filmdir. Herkes gibi benim kariyerimde de bazı trafik kazaları oldu tabii. Karagöz Hacivat ve Polis de çok severek yer aldığım işler.
*** Beğendiğiniz oyuncular kimler?
Türkiye’de çok iyi oyuncular var. Sayıları az ama çok iyiler. Şöyle bir örnek vereyim; İngiltere’deyken aktörler sendikasına üye oyuncu sayısı 20 bindi. Biz de ise oyuncu sayısı 1500’ü geçmez. Bir ülkede siyaset sanattan daha çok konuşuluyorsa, bu ülkenin gelişmemiş olduğunun kanıtıdır.
"FATİH AKSOY TANIDIĞIM EN İYİ YAPIMCILARDAN BİRİ"
*** Biraz da yeni projeniz Cuma’ya Kalsa’dan bahsedelim.
Yabancı dizi According to Jim’in adaptasyonu. Çok da güzel oldu bence.
*** Fatih Aksoy nasıl bir yapımcı?
Şahane. Fatih yönetmen olarak değil yapımcı olarak anılır ama çok da iyi bir yönetmendir.
"ANI KOLEKSİYONU YAPIYORUM"
*** Koleksiyonunuz var mı?
Anı koleksiyonu yaparım. Derler ki ressamın resmi, sinemacının filmi, müzisyenin şarkısı durur, tiyatrodan geriye hiçbir şey kalmaz. Oysa tiyatronun çok önemli ve başka yerlerde yakalayamayacağımız bir özelliği var, tiyatro anı yaratır.
"BABA OLMAK MUHTEŞEM BİR DUYGU"
*** Kızınıza zaman ayırabiliyor musunuz?
Mümkün olduğu kadar çok. Bu işlerden vakit bulduğum zaman en sevdiğim şey çocuğumla ilgilenmek.
*** Kızınızın ismini kim koydu?
Hastanedeki hemşire. Çok zor bir hamilelik dönemi geçirdik. Aşkın son dört ay kıpırdamadan yattı. Her hafta hastaneye taşınıyorduk. “Ne nazlı bebekmiş bu” dedi hemşire. Duyunca “Ne güzel bir isim” dedik.
*** Baba olmak nasıl bir duygu?
Muhteşem. Ölmeden önce yapılacak şeylerin başında geliyor.
"ROLÜMÜN FETHULLAH GÜLEN'LE ALAKASI YOK"
*** New York’ta Beş Minare’de Fethullah Hoca’yı oynadığınız söyleniyor.
Her kafasında beyaz takke olan adamı Fethullah Gülen sanırsak böyle düşünülür tabii. Rolümün Fethullah Gülen’le alakası yok. 37 yıldır Amerika’da yaşayan, bir Hıristiyanla evli, kızları da Hıristiyan olan kendi halinde bir Müslümanı canlandırıyorum.
*** Bir reklam filminde ******’ü canlandırmıştınız, çok konuşulmuştu.
******’ü canlandırmak herhangi birini canlandırmaktan farklı bir duygu değil. Zira ******’ü canlandırdım diye kendini ****** sanırsan ruh hastası olursun. Ben iki sene önce sahnede Jeanne d’Ark’ın Öteki Ölümü oyununda Tanrı’yı da oynadım. O rolün etkisi altında kalsaydım vay halime. Aktörün bir rolün etkisi altında kalması palavrasına kimse inanmasın. Bunu söyleyenlerin hepsi yalan söylüyor. Yalan söylemeyenler de ruh hastasıdır. Üçüncü şıkkı yok. Hemen hastaneye kaldırılmaları gerekir.
*** Kurtlar Vadisi’nde oynayan adamın yürüyüşü değişiyor.
Ben kimin ne yaptığını bilemem ama “Rolümden çok etkileniyorum abi” diye konuşmaya başlayanlara inanmayın. Oyuculuk beceri işidir, “Rolümün etkisi altında kaldım” demek, beceremediği şeyi efsaneleştirmeye çalışmaktan başka bir şey değil. Sen bir işi beceriyorsan beceriyorsundur, efsane yaratmaya kalkma, otur oturduğun yerde işini yap.
*** En çok hangi yabancı oyuncuları beğeniyorsunuz, örnek aldığınız isimler var mı?
Birçok oyuncuyu beğeniyorum. Ama bu işe herkesin biricik olduğunu düşünerek başladım, bu yüzden kimseyi örnek almıyorum. Dünyada bir tane daha Haluk ya da Şükrü yok, tekiz.
*** Haluk Bilginer kime güler?
Komik olan her şeye. Fakat gülünç olana değil. Kızıma çok gülüyorum son zamanlarda.
"ŞARKI SÖYLEMEYİ SEVİYORUM"
*** Önümüzdeki günlerde gündeme gelecek projeleriniz neler?
New York’ta Beş Minare filmi var. Shakespeare müzikali devam ediyor. Dizi başlıyor. Bir insanın yapabileceği kadar çok şey var elimde.
*** Sesiniz çok güzel. Şarkıcılık yapmayı düşünüyor musunuz?
Şarkı söylemeyi severim ama profesyonel şarkıcılığı mesleği müzik olanlara bırakmayı tercih ederim. Ben sadece oyunlarda, müzikallerde şarkı söylüyorum. Hayatta söylemeyi sevdiğim bir laf var: Başka hiçbir şey bilmiyor olabilirim ama haddimi çok iyi bilirim.
*** Müzisyen olarak kimleri dinlersiniz?
Herkesi dinlerim. Klasik, rock, pop, arabesk, Türk müziği hepsini dinlerim ve hepsinden alacağım ayrı bir keyif vardır.
HaberTürk / Magazin
